59. Kütüphaneler Haftası İlçe Kütüphanesi Ziyareti

59. Kütüphaneler Haftası İlçe Kütüphanesi Ziyareti

Kur'an-ı Kerimin ilk ayeti: "Yaratan Rabbinin adıyla oku!"

Ayet gelişi güzel okumaktan ziyade okumanın bir maksadının olduğunu da izah ediyor.

Neyi, nasıl ve niçin okuduğumuzdur önemli olan. Ebu Cehil de okur yazar biriydi. Fakat tarihe "Cehaletin Babası" olarak geçmiş olması ...

"Bütün kitaplar,tek bir kitabın anlaşılması için okunur!" diye bir söz de bu maksada işaret eden güzel bir söz. Sözü öze döndürme ve okuma vakti...

27.03.2023 140

         

AL GöTüR

 

  اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ

 

OKU GETiR

" Oku! Yaradan Rabbinin adı ile … "

 

 

OKUL MÜDÜRÜMÜZ İSLAM ÖZKUL'un  59.  KÜTÜPHANELER HAFTASI MESAJI

Bize her an kollarını açan bir dostlar topluluğundan habersiz yaşarız. İçlerinde hükümdarlar da vardır, devlet adamları da. Günlerce şikâyet etmeden iltifatlarımızı beklerler. Seçme hürriyetimizin sınırsız olduğu tek dünya: Kitaplar dünyası.

Kütüphane, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez.

Gerçekten severseniz konuşurlar sizinle. Bir kitabı okurken, "ne güzel kitap" deriz, "yazarlar da tıpkı benim gibi düşünmüş". Yanlış, şöyle dememiz gerekirdi: "bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama galiba doğru."

Her dilden lügatler bulunmalı kütüphanenizde. Okuduğunuz metinde hiçbir karanlık kelime kalmamalı.

Kendini yığın haline getiren bir millet payidar olamaz. Tek kaygısı para olan bir yığın yaşayamaz. Düşünceyi küçümsüyoruz. Kitaba harcadığımız parayı, sigara ve alkol için harcadığımızla kıyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene, kitap delisi diyoruz. Kimseye sigara delisi dediğimiz yok. Kitap yüzünden sefalete düşen görülmemiş.

Düşünmez ki kitabın tek değeri okunmasındadır. Bir değil birçok defalar okunmasında, çizilmesinde, tanınmasında.

Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz.

Okuma, içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtar.

Harami mağaralarının kapılarını değil, hükümdar hazinelerinin kapılarını: Kitap.

Meçhule açılan bir kapıdır kitap.

Okurken sadece ilham alırız, kafamız dilediği gibi çalışır. Hem yalnızız, hem beraber. Bir nevi mucize...

Kitap denen uçsuz bucaksız okyanusta daima yeni keşifler yapmak kabil.

İç dünyamızın sınırlarını genişleten kitap değil mi?

Bir kucak odun küçük bir ateşi söndürür, büyük bir ateşi daha da canlandırır.

Bütün medeni ülkelerde aynı şikayet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor.

Aşırı ve düzensiz okuma hafızayı, düşünce mekanizmasını bozar.

Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder.

Kitaplarda merasime ihtiyaç yok. İstersek akşamı onlarla geçiririz. İstersek...

Saf ve sakin bir dostluk. Ne alayişe lüzum var, ne gevezeliğe. Sükut, söz gibi kusurlarımızın, sırıtışlarımızın izini taşımaz.

Onun için eğlencelerin en asilidir okuma, daha doğrusu en asilleştiricisidir. Kitap zekayı kibarlaştırır.

Kitap fiyatlarındaki artış da okumanın teşvik edilmesi önünde ciddî engel.

Bütün bunların yanında, kitap dostları için en büyük engel, belki de 'birinci düşman' evlerin başköşesini işgal eden televizyonlar VE İNTERNET BAĞIMLILIĞI olsa gerek.

Kitaplar,internet ve TV'yi yenince, Türkiye de düzlüğe çıkacaktır.

Pek çok ülkede, televizyon 'zararlı alışkanlıklar' listesinde ilk sıraya konulup, bundan kurtulmanın yolları araştırılıyor. "Televizyonsuz gün, televizyonsuz hafta, televizyonsuz yıl."

İnternet Bağımlılığı için hastaneler yapılmakta…

Sadece başkalarını hayranlıkla izleyen bir toplum olmak yerine, üretici insanlara sahip olmalıyız. Bunun temeli ise, eğitimdir, okumaktır.

Bugün burada, 59. Yılı anısına İlçe Halk Kütüphanesini ziyaret ettik.Üye olma ve kitap okuma etkinliği ile güne anlam katmaya ve dikkat çekmeye çalıştık.

 Kitap sevgisi, okuma aşkı bizler için büyük önem taşıyor. Gelecek kuşaklara bu sevgiyi anlatabilmek için hepimize büyük görevler düşüyor.

Henry Ford "İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır" diyor. Biz bu ülkede 18 yaşında yaşlanmaya başlıyoruz, 30'larda ölüyoruz, 70 yaşında gömülüyoruz.

Çin Atasözü şöyle der;

Bilmeyen ve bilmediğini bilen çocuktur, ona öğretin;

Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır, onu uyandırın;

Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır; ondan sakının;

Bilen ve bildiğini bilen liderdir, onu takip edin.

Sevgili Öğrenciler,

Okumaya başladığınız kitabı bitirinceye kadar devam edin. Kitap alanların % 90'ı gibi birkaç sayfa okuyup köşelerden birine savurmayın. Yüzlerce kitaptan birkaç sayfa okumaktansa, iyi bir kitaptan yüzlerce sayfa okumak daha değerlidir.

Tarlanın yirmi yerini birer metre kazdığınızda hiçbir şey bulamazsınız, bir yerini yirmi metre kazdığınızda da suya ulaşırsınız.

Öğrenmenin en olağanüstü yolu okumaktır ve okumadan çok büyük başarılar üreteceklerini sananlar, yalancık hayaller kuruyorlar.

Bilgi çağının kitapları sayesinde, bir ömrün tecrübesini bir gecede kazanabilme fırsatına sahibiz.

Okumayan bir toplumun gelişemeyeceği, üretemeyeceği, sağlıklı düşünemeyeceği, bilgi toplumuna dönüşümünün mümkün olamayacağı çok açık ve nettir.

Bazı anahtarlar vardır, bir odanın kapısını açar. Bazı anahtarlar da vardır ki, kırk odalı ve her odasında ayrı zenginlikler, güzellikler, ferahlıklar, devalar olan muhteşem bir sarayın kapısını. Okumak işte öyle bir anahtar.

Yani okumak suyun başı, kaynağı. Önünü kestiğinizde her yer kurur, açtığınızda ise her taraf çiçeklenir, şenlenir.

Önce okumayı sevdirme seferberliği başlatmak, okumayı toplumun ilgi odağı ve cazibe merkezi haline getirmek gerekiyor.

Çocuklara ve gençlere okuma sevgi ve alışkanlığını kazandırmak, her anne-baba ve öğretmenin öncelikli görevi, toplumun her kesiminin hassasiyetle sahip çıkması gereken meselesidir.

Çoğu insan, okuma yolculuğu için sadece bir ilk adıma, bir küçük kıvılcıma ihtiyaç duyar.

Batı dünyasında kitap, insan ihtiyacının 18. sırasında yer alıyor. İnancının ilk emri 'oku' olan bir milletin ise yani Türkiye'de ise kitap, ihtiyaçlar listemizde 122. sıraya kayıp gitmiş.

Yakışır mı bu bize?

Yunus'un dediği gibi;

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin,

Bu nice okumaktır?

Okumaktan mana ne?

Kişi hakkı bilmektir.

Sen okudun bilmezsin,

Ha bir kuru emektir.

Adamın birine sormuşlar, "Boş vakitlerinde ne yaparsın?" Ciddiyetle cevap vermiş: "Uyurum" "Aaa!" demişler, "Ne ayıp!" Okumaz mısın hiç manasında”… Adam devam etmiş: "Uyurum, çünkü kitap okumak, benim için sadece boş zamanlara atılacak kadar önemsiz bir iş değildir."

Çok okuyan okuyucu: 1 yılda 21 ve daha fazla kitap okuyan kişi

Orta düzeyde okuyan okuyucu: 1 yılda 6-20 arası kitap okuyan kişi

Az okuyan okuyucu: 1 yılda 1-5 arası kitap okuyan kişi

Okuyucu olmayan: Hiç kitap okumayan kişi

İşte bu nedenle, İnsanların hayatına renk ve anlam kazandıran kitaplarla, kitapların korunduğu ve okuyucularının hizmetine sunulduğu kütüphaneler çok önemli.

Geçmişe ve geleceğe açılan kapı olan kitaplarımızı daha çok okuyalım, kitaplarımızı  başka insanlarla paylaşalım. Varsa, atıl durumda olan, kullanmadığımız kitaplarımızı, çok daha fazla insanın yararlanabileceği kütüphanelere bağışlayalım.

Tüm halkımızın, özellikle de öğrencilerimizin, hayatları boyunca, toplumda en iyi dost ve arkadaş olan kitaplardan uzak kalmamalarını temenni ediyorum.

Okulumuzun kütüphanesinin yenilenmesi, zenginleştirilmesi, düzenlenmesi, okuyan sınıflar,7 Kitap Projesi,Kitap Kahve Projesi,Oku-Yorum Projesi, Kitap Fuarı Gezisi bu kaygının somutlaşmış örnekleridir. Kıymetini bilelim.

Sözlerime son verirken bütün çocuklarımıza kitaplarla kaynaşarak, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat diliyorum.

            İlçe Kütüphanesine daveti ve bizlere bu duyarlılığı sağlamadaki gayreti dolayısı ile de Kütüphane Müdürümüz Sibel BAYRAM’a ve 8. Sınıf Rehber Öğretmenimiz Ezgi YERGİN’e teşekkürler.

 vesselam. 

27-03-202327-03-202327-03-202327-03-202327-03-202327-03-202327-03-202327-03-2023